Ana içeriğe atla

يا رمضان


Ramazan ne güzel aydır!


Ramazan ayı öyle bir aydır ki, Kur'an insanlara bir hidayet ve hakka ulaştıran, hakla bâtılı ayıran açık ayetler hâlinde bu ayda indirildi. Onun için sizden her kim bu aya erişirse onun orucumj tutsun. Kim de hasta olur veya seferde hılı-rursa (yolculukta ise) tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde kaza etsin. Allah size kolaylık diler, zorluk dilemez. (Onun için hastalık ve sefer hallerinde orucu terk etmenizi mübah kılmştır.) Bu kolaylığı, sayıyı tamamlamanız ve size yol gösterdiğinden dolayı Allah'ı büyük tanımanız için TTRşrû kılmştır. Umulur ki şükredersiniz. (Bakara185)
Resulullah (sav) buyurdu ki: "Kim Allahu Teâlâ yolunda bir gül oruç tutsa, Allah (c.c) onunla ateş arasına genişliği sema ile arz arasını tutan bir hendek kılan Bilhassa oruçlu iken çirkin, kötü söz söylemeyin' Birisi size sataşırsa, ona "Ben oruçluyum" deyin!" Hz Ali (r.a): "Rarnazan ayı girdiğinde Allahu Teâlâ arşı taşyan meleklere, tespihten ellerini çekip Muhammed(s.a.v) ümmetine ve müminlere istiğfarda bulunmalarını emreder." diye ifade eder.
Gerek Kudan-ı Kerim'de gerek hadis-i şeriflerde gerekse sahabelerin sözleriyle ramazan ayının diğer bütün aylardan çok daha faziletli olduğu ifade edilmiştir. Hakikaten İslam alemi 1400 yıldır ramazan ayını bambaşka bir ruh hâliyle idrak etmiştir. Mne bu ayda saklanmış mukaddes bir de gece vardır: Kadir gecesi.
Kadir gecesi için Resul-i Kibriya Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuşlardır: "Kadir gecesi olunca sidretü'l müntehada bulunan bütün meleklerle birlikte Hz. Cebrail yeryüzüne inerler. Bütün mü'minlere selam verirler. Fakat içki içenlere ve akrabasıyla ilişkilerini kesenlere selam vermezler. Sabah olunca da tekrar Hz. Cebrail ve diğer melekler yerlerine donerlen Sidretü'l munteha meleklere: "Bu gece neredeydiniz?" diye soran Melekler: "Yeryüzünde Muhammed ümmetine gittik." derler. Sidretü'l münteha: "Hakk Teâlâ onlara ne ihsan etti?" diye sorar, Melekler: 'Hepsini bağışladı.' derler. Bunu duyan sidretü'l münteha harekete gelir ve şükreder, Bunun üzerine Adn ve Firdevs cennetleri, Kürsi ve Arş-l Ajlâ de harekete gelirlen Hakk Teâlâ şöyle buyurur: "Ey benim Arş'ım Niçin hareket edersin?" Arş-ı Ablâ "Sen Azîmüşşan Muhammed ümmetini bağışlamışsın. (Bu yüzden hareket ederim)" der. Hakk Teâlâ "Ey Arş! Muhammed ürrımetini affettim ve kendi katımda gözlerin görmediği, kulakların işitmediği, insanların hatır ve hayallerine gelmeyen nimetler hazırladım, der."
Ramazan ayı her türlü ibadet ve hayrın misliyle karşılık bulacağı bir aydın Bu yüzden sadaka ve zekâtlar bu ayda müminlerce daha fazla verilmeye çalışılın Nitekim Allahu Teâlâ "Namazı gereği gibi kılın, zekâtı verin." (Bakaran 10) buyurarak zekâtı İslâm'ın temellerinden birisi kılmış, onu dinin yüce alâmetlerinden olan narnazdan hemen sonra zikretmiştir.
Allahu Teâlâ, Teğâbün suresinde ise şöyle buyurur: "Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar (azaptan) kurtulanların tâ kendileridir." Ramazan ayı nefsin isteklerinin açlık ve susuzlukla terbiye edildiği bir aydır. Fakat cimrilik sıfatı, ancak nefsin, serveti Allah (c.c) yolunda sarf etmeye alıştırılmasıyla giderilir. Bir şeyin sevilmesi, ancak nefsi ondan ayrılmaya zorlamak suretiyle sona erer. Nefs öyle zorlanmalı ki, bir noktadan sonra onu terk etmek nefs için âdet hâlini alsın. Bu ruh ile verilen zekât, sahibini, helâk edici cimriliğin pisliğinden temizleyici ve kurtarıcı bir sıfattın Ne kadar verilirse, o nisbette temizler ve sahibi ise o nisbette ferahlanıp durur. Esasında ramazandaki her türlü güzel amel ahlakın güzelleşmesi içindir. 



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

O VE BEN

O ve ben diye başlıyor kitap. ‘O ve Ben’… Kitabı okuyanlar görecektir ki kitapta Necip Fazıl'dan bir eser kalmamıştır. Yani Necip Fazıl bu kitabında O’nu ve kendisini anlatır. Asıl olanı kitabın sonunda görüyoruz ki zahiri Necip Fazıl'dan eser kalmaz ve yalnızca O kalır. Bir nevi  fenâ hali. ( burada fena olmak mevzusuna değindiğimiz yazının linkini kullanacağız) O diye hitap ettiği kendisinden bahsettiği kişi onun mürşidi, rehberi,  öğreticisi,  hocası olan Seyyid Abdülhakîm Arvâsî Hazretleridir. Kitap, biyografi niteliğinde bir eser olup Necip Fazıl, kendi hikayesini, kendi ölçüsünü, kendi yaşamını anlatır. Bu yaşamı ise O’nun üzerinden anlatır. Çünkü O olmadan önceki hayatını yaşanmamış saymıştır.  “Tam otuz yıl saatim işlemiş, ben durmuşum  Gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum” Bir insanın gafletten uyanışı, kendini bilişi, kendine gelişi, kendinin farkında oluşu aslında o insanın bir doğumu hükmündedir.  Biz buna bir *‘Seyru sülûk’ hika...

HAFTANIN KİTABI

YAŞIYORUZ SESSİZCE Ölüm Nedir? Sesin hangi renginde Sessizliğin hangi kokusundadır? İnsan; doğduğu için ölecektir elbet. Hareketin devinimi; içten dışa, dıştan içe, Döngüsel hareketin en güzeli, en sıradışı olmayanı Ölüm.. Yaşamla başlayan ölüm, gittikçe yakınlaşan zaman, Yaşam, ölüm, zaman.. Hepsi koskocaman bir sessizlik aslında. Şair; yaşamın sessizliğiyle ölümü anlatmak istemiş, Eşi Hatice Hanımın vefatından sonra bu kitabı yazmış, Affedersiniz, tabiri doğru kullanmak gerek sanırım, Bu kitabı; yaşamıştır.. Şairler mi şiir yazar, şiirler mi şairleri yazar, hala çözebilmiş değilim ama, Kelimeler bir his olup değiyorsa size, sanırım şair güzel bir şey yapmış oluyor. Hangisi hangisini yazdıysa farketmiyor. “Neden kimse sana benzemiyor Hatice?” diye soruyor şair bir mısrada. Çok basit bir cümle, nasıl da gelip çoraklanıyor kalbinizin ortasına. Evet ölüm haktır ve elbet bir gün her birimizin kapısını çalacaktır ama, En çok gidenin boşl...

HİKMETLİ SÖZLER

Bismillahirrahmanirrahim.  Elhamdülillahi Rabbül Âlemin. Vesselatü vesselamü ala seyyidina Muhammedin nebiyil ümmi ve ala alihi ve sahbihi ve sellem. İnsan müminse, Allah’a iman etmişse; eğer ki ikazlardan anlamaz ise, Allah bazen musibet gibi ikazlarla onu uyandırıyor. Dünyevi musibet tokatları ile insan uyanmaz ise neuzibillah kabrin sıkması, onunla da arınma olmaz ise cehennemin havuzunda temizlenme oluyor. Onun için insanın aklını başına çabuk alması lazım. Hadis kitaplarında ahirette, birbirlerini dünyadayken aldatan insanların mücadelesini anlatılır. İnsanın şeytanla olan mücadelesini anlatır. Mesela aldanan, o gaflet ile hayatını ömrünü tüketen insan şeytana diyecek ki “Utanmadın mı? Sen ne için bizi aldattın? Allah’ın ibadetinden, taatinden Allah’ın yolundan niçin bizi saptırdın?” Şeytan onlara diyecek ki “Yahu Allah’tan korkun! Ben mi yaptım? Ben size ufak bir vesvese verdim; buna mukabil Rabbül Âlemin gözlerinize sokacak kadar emareler, deliller, işaretler gönderdi....