Ana içeriğe atla

Kayıtlar

#bilim etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

يا رمضان

Ramazan ne güzel aydır! Ramazan ayı öyle bir aydır ki, Kur'an insanlara bir hidayet ve hakka ulaştıran, hakla bâtılı ayıran açık ayetler hâlinde bu ayda indirildi. Onun için sizden her kim bu aya erişirse onun orucumj tutsun. Kim de hasta olur veya seferde hılı-rursa (yolculukta ise) tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde kaza etsin. Allah size kolaylık diler, zorluk dilemez. (Onun için hastalık ve sefer hallerinde orucu terk etmenizi mübah kılmştır.) Bu kolaylığı, sayıyı tamamlamanız ve size yol gösterdiğinden dolayı Allah'ı büyük tanımanız için TTRşrû kılmştır. Umulur ki şükredersiniz. (Bakara185) Resulullah (sav) buyurdu ki: "Kim Allahu Teâlâ yolunda bir gül oruç tutsa, Allah (c.c) onunla ateş arasına genişliği sema ile arz arasını tutan bir hendek kılan Bilhassa oruçlu iken çirkin, kötü söz söylemeyin' Birisi size sataşırsa, ona "Ben oruçluyum" deyin!" Hz Ali (r.a): "Rarnazan ayı girdiğinde Allahu Teâlâ arşı taşyan meleklere...

İZ BIRAKANLAR

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM YÂR-I SÂDIK BİLİR DİLDEN AŞK DERSİNİ ALIR GÜLDEN KARŞILIKSIZ TAA GÖNÜLDEN SEVENLERE SELAM OLSUN.. SAMİMİ AŞKIN DEĞİŞMEZ SEMBOLÜDÜR BİZİM YUNUS.. 13. YÜZYILDA, MOĞOL İSTİLALARININ ANADOLU’YU KASIP KAVURDUĞU BİR DÖNEMDE YAŞAMIŞTIR. KITLIĞIN HÜKÜM SÜRDÜĞÜ BU DÖNEMDE KÖYÜNDEKİ İHTİYAR MECLİSİ TOPLANIP BU HALE BİR ÇARE ARARLAR. KIŞ, ÇETİN GEÇMEKTEDİR VE ELDE AVUÇTA BİR ŞEY KALMAMIŞTIR. BU ŞEKİLDE KOCA BİR KIŞI GEÇİRMENİN MÜMKÜNÜ YOKTUR. YAPTIKLARI İSTİŞARE SONUCUNDA ZAMANIN SAHİBİ HAKK DOSTU HACI BEKTAŞİ VELİ HAZRETLERİ’NDEN YARDIM İSTEMEYE KARAR VERİRLER. YARDIMI İSTEMEYE GİTMEK İÇİN İSE AKILLARINA HÜSNÜ NİYET SAHİBİ YUNUS’TAN BAŞKASI GELMEZ.. YUNUS, YARDIMSEVER, EDEPLİ VE AŞK ERBABI BİR DELİKANLIYDIR. KÖY HALKI BU FİKİRLERİNİ YUNUS’A SÖYLEYİNCE TEREDDÜTSÜZ BU GÖREVİ KABUL EDER. KAĞNILAR VE BUĞDAY ÇUVALLARI HAZIRLANIP, DUALARLA YOLU KOYULUR. BAKTIĞI HER YERDE RAHMAN’IN BİR YANSIMASINI GÖREN, HER VARLIĞA HOŞÇA BAKAN, DERUNUNDA GİZLİ BİR...

HİKMETLİ SÖZLER

Bismillahirrahmanirrahim  Allah'ın (cc) 99 esmasına bakıldığı zaman hepsinin içerisinde mevcut olan bir özelliktir vermek. El Hâlık; yaratan, yoktan var eden ismiyle bütün yaratılmışları yokluk âleminden çıkarıp varlık vermiştir. Er Rezzak ismiyle rızıklarını vermiş; El Kerim ismiyle keremini yarattıklarının üzerinden eksik etmemiş; El Berr ismiyle iyilik ve ihsanı artırarak vermiş; El Muğnî ismiyle yarattıklarının maddî manevî ihtiyaçlarını giderip zenginlik vermiştir. Allahu Teâlâ'nın daha nice isimleri O'nun(cc) bu kâinatta asıl veren, ikram eden, bağışlayan, nimetiyle nimetlendiren olduğunun delilidir. Kur'an-ı Kerim'de birbiriyle son derece ilgili ve yakın anlamlarda kullanılan üç kavram rahmet, rızık ve nimettir. Cenâb-ı Allah(cc) rahim bir Rabb'dır, yani bütünüyle rahmet sahibidir. Rahmet; acıma, şefkat, rikkat sahibi olup bütün bunlar da rahmet olunana ihsanı ve inamı gerektirir. Bir olan Rabb Teâlâ yarattığı kullarının hayatı için gerekli her şe...

HİKMETLİ SÖZLER

Bismillahirrahmanirrahim Üsküdarlı Aziz Mahmud Hüdai Hazretleri, üstadı Üftade Hazretleri'nin hizmetinde talebe iken, arkadaşları arasında, üstadının yanında ayrı bir yeri vardı. Üftade Hazretleri, talebeleri arasında en çok onunla ilgilenir, çokça iltifatlar eder ve onun yetişmesine ayrı bir ihtimam gösterirdi. Bir gün Üftade Hazretleri, talebelerini imtihan etmek istedi. Hepsini huzuruna çağırarak ellerine birer bıçak ve birer de tavuk verip “Bunu gidip kimsenin görmediği bir yerde kesip geleceksiniz. Tek şartım keserken kimse sizi görmesin, yalnız olun. Kim daha çabuk gelirse, benim takdirimi kazanan talebem olur.” buyurdular. Bıçakla tavuğu alan talebeler süratle yayıldılar ve kendilerine göre gizli bir yer bularak, tavuklarını kesip getirdiler. Fakat Hüdayi Hazretleri hayli zaman olmasına rağmen ortalıkta görünmüyordu. Bir zaman sonra elinde canlı tavukla çıkageldi. Tavuğu kesip gelenler ona gülmeye başladılar “Bir tavuğu kesmeyi becerememiş!” diyorlardı. Üftade Hazret...

HAFTANIN KİTABI

Katip Bartleby İçinde bulunduğumuz bu günlerde karantina ve hareket kavramları üzerine düşünürken, yıllar öncesinde zihnime kazınan bu kitap çıkageldi. Bartleby zihnimde koltuğuna yapışmış ve hiçbir şekilde o koltuktan kalkmayan ve en sonunda bu hareketsizliğinden dolayı insanları çıldırtan bir insandı. Evet bu yöntemi hayatımın belli zamanlarında bazı insanlara yapmak istemiştim. Çıldırtasıya kadar sessiz kalmak ya da hiçbir şekilde bir eylemde bulunmamak.   Peki neydi Hareket? Evet en başta gayet formülsel bir şey dönüyor zihnimizde, daha sonrasında ilerledikçe, izledikçe aslında her şeyin kaynağının hareket olduğunu gözlemliyoruz. Gözlemleyebilmemiz için bile bir hareket gerekiyor. Görüntünün ve sesin hareketi. Gözün zaafı harekettir mesela ve dolayısıyla sinema bizi çeker hatta belli bir noktada tutsağı haline getirir. Bartleby bütün bu hareketleri reddeden bir adam. Hareketi reddetmek demek aslında yaşamı reddetmek. Bartleby yaşamı reddederken aynı zamanda bir dur...

HİKMETLİ SÖZLER

Bismillahirrahmanirrahim.  Elhamdülillahi Rabbül Âlemin. Vesselatü vesselamü ala seyyidina Muhammedin nebiyil ümmi ve ala alihi ve sahbihi ve sellem. İnsan müminse, Allah’a iman etmişse; eğer ki ikazlardan anlamaz ise, Allah bazen musibet gibi ikazlarla onu uyandırıyor. Dünyevi musibet tokatları ile insan uyanmaz ise neuzibillah kabrin sıkması, onunla da arınma olmaz ise cehennemin havuzunda temizlenme oluyor. Onun için insanın aklını başına çabuk alması lazım. Hadis kitaplarında ahirette, birbirlerini dünyadayken aldatan insanların mücadelesini anlatılır. İnsanın şeytanla olan mücadelesini anlatır. Mesela aldanan, o gaflet ile hayatını ömrünü tüketen insan şeytana diyecek ki “Utanmadın mı? Sen ne için bizi aldattın? Allah’ın ibadetinden, taatinden Allah’ın yolundan niçin bizi saptırdın?” Şeytan onlara diyecek ki “Yahu Allah’tan korkun! Ben mi yaptım? Ben size ufak bir vesvese verdim; buna mukabil Rabbül Âlemin gözlerinize sokacak kadar emareler, deliller, işaretler gönderdi....

HİKMETLİ SÖZLER

Bismillahirrahmanirrahim Halis, bir şeyin karışması muhtemel olan şeye, başka şeyin karışmaması demektir. Bu yapılan şeyin temiz ve karışıksız olmasına da ihlâs adı verilir. Yüce Allah buyuruyor ki: "Size onların karnındaki pislik ile kan arasından, içenlerin boğazlarından   kolaylıkla geçen sade bir süt içiriyoruz” (Nahl suresi 66. âyet) Sütün gerçekten halis ve temiz olması; kan, idrar ve pislikler  gibi inekten çıkmış olmasına rağmen ona hiç bir şeyin karışmamış olmasıdır. Şirk, ihlâsın tamamen zıddıdır. Halis olmayan müşriktir. Şirkin açığı ve gizlisi olduğu gibi, ihlâsın gizlisi açığı vardır. İhlâs ve şirkin mekânı kalptir. İhlâs veya şirk oluşu gaye ve niyete göre anlaşılır. Halis, sadece Allah rızası için niyet ederek yapılan amellere denir. İlhad ise haktan uzaklaşarak gösteriş, riya ile yapılan amellere denir. Bunlar "Ey riyakâr, ey sahtekâr, ey ortak koşan, ey küfreden” isimleriyle kıyamet günü çağrılırlar. Bunlar Allah'a yakınlık amacıyla hareket ettikleri ...

HAFTANIN FİLMİ

KARPUZ KABUĞUNDAN GEMİLER YAPMAK                                                                                                                             “yazmak zorundaydım yoksa çıldıracaktım.” Rilke   Bu haftaki filmimiz bir Ahmet Uluçay filmi. Kimdir Ahmet Uluçay? Nam-ı diğer Ahmet abi! Kütahya’nın Tepecik köyünde yaşayan ve burada vefat edecek olan Ahmet abi, küçüklüğünden beri gölgeler ve ışık üzerinde ve bunun bir sihir olduğunu hissederek çocuk zihniyle merak etmiş,   1960’ larda ilkokuldayken gezici sinemanın köylerine gelmesiyle, Ahmet abinin tanımlamasıyla; fotoğrafların gımıldayıvermesi, onun en büyük heyecanı olmuştur. İki kafadar arkadaşıy...

HİKMETLİ SÖZLER

Bismillahirrahmanirrahim. Çok sevdiği bu topraklardan cebren hicrete mecbur edilen Allah Resulü (s.a.v), Mekke'den ayrılırken yaşlı gözlerle şehre dönerek şöyle buyurmuştu: "Allah'ın yarattığı şeyler içinde en çok sevdiğim yer sensin. Eğer buranın halkı beni (zor­la) çıkarmasaydı, ben kendiliğimden çıkmazdım." Mekke binlerce yıldır kalbinde eşsiz bir cevheri, Allahu Teâlâ'nın evini taşımaktaydı. Kâbe'nin bulunduğu şehirden ayrılmak onun manasını en iyi bilene, en iyi hissedene ağır geldi. Mekke'nin kalbi Allah'ın evi ise ya mümin kulun kalbi Allah katında nedir? Bu kalbin hakikatini şöyle ifade etmişler: "Mevlana Halid-i Bağdadî Hazretleri Mekke'ye gittiğinde Kâbe'yi tavaf ettikten sonra oturup Kâbe'ye bakıyordu. O sırada karşısında sırtını Beyt'e vermiş birinin ona baktığını gördü. Kalbinden "Ya Rabbî! Bu adam sırtını Kâbe'ye vermemesi gerektiğini âlimlerden hiç duymamış mı?" Dedi. O mübarek zât da onu yanına ...

İZ BIRAKANLAR

NECİP FAZIL KISAKÜREK...  “ALNINDA, ALLAH’I ARAMAK MEMURİYETİNİN İLAHÎ IŞIK PÜSKÜRTÜSÜYLE DOĞAN VE BÜTÜN ÖMRÜ BOYUNCA DA, KALABALIKLARDAN BU IŞIĞIN DELALETİYLE AYRILAN” BÜYÜK DAVA VE TEFEKKÜR ADAMI...   DOĞDUĞU GÜNÜN VEFAT ETTİĞİ GÜNDEN BİR SONRAKİ GÜNE DENK GELİŞİYLE ‘DOĞMADAN EVVEL ÖLÜNEN VE ÖLDÜKTEN SONRA DOĞULAN’ BU HAYATA GELİŞİMİZİN HAKİKİ VE YEGANE GAYESİNİ İHTAR EDEN BÜYÜK İNSAN... EFENDİSİNİN NAZARI KENDİSİNE DEĞDİĞİ ANDAN İTİBAREN, KENDİSİNİ “YAŞANMAYA DEĞER HAYATI” CEMİYET VE DEVLET ŞEKLİNDE NAKIŞLANDIRMAK BORCU ALTINDA HİSSETMİŞ VE BU UĞURDA BİR ÖMÜRLÜK “ÇİLE”NİN ŞİİRİNİ YAŞAMIŞTIR. 17. YÜZYILDA YAŞAMIŞ NÂBİ’DEN SONRA SULTANÜ’Ş ŞUARA (ŞAİRLER SULTANI) ÜNVANINI TAŞIYAN TEK KİŞİ OLAN ÜSTAD NECİP FAZIL YALNIZ ŞAİR DEĞİL AYNI ZAMANDA ÇOK BÜYÜK BİR YAZAR, AKSİYON ADAMI, MÜTEFEKKİR, DAVA İNSANI VE DERVİŞTİR.. 26 MAYIS 1904 TARİHİNDE İSTANBUL’DA BÜYÜK BİR KONAKTA VARLIKLI BİR AİLEDE DÜNYAYA GELMİŞTİR. EVİN TEK OĞLUNUN TEK OĞLUDUR VE BÜYÜKBABASININ HER DAİM...

HOŞ BİR SADA

Münire Bacı'ya ait olduğu söylenen şiirdir. Münire Bacı hakkında çok az bilgimiz vardır. Kendisi 19.yy tekke şairlerindendir. Bektaşi Tekkesine intisap etmiştir. İstanbul'da olduğu bilinmektedir. Münire Bacının Bektaşi Nefeslerinden; Haktır Allahım, Muhammed Mâhım Haktır Allahım, Muhammed mâhım Ali'dir şahım efendim, Allah eyvallah! Musa-yı kâzım, Rıza imanım Takii'dir dâim efendim, Allah eyvallah! Kanber-ü selman, Pir balım sultan Bunlaran ihsan efendim, Allah eyvallah! Ali'den nimet, Veliden himmet Dervişten hizmet efendim, Allah eyvallah! Fatıma zehra, Hatice kübrra Nur-i kibriya efendim, Allah eyvallah! Nakiidir iman, Askeridir can Mehdi-i devran efendim, Allah eyvallah! Aşka burhanım, Sırr-ı Rahmanım Derde dermanım efendim, Allah eyvallah! Yüzümüz yerde, Özümüz darda Huzur-u pirde efendim, Allah eyvallah! Şebber-ü şübber, Abidin server Bakır-u cafer efendim, Allah eyvallah! Çardeh-i masum, Şeh...