Ana içeriğe atla

Kayıtlar

#namaz etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

MUHABBET

Rabbil Âleminin mahlûkat içerisinde en sevdiği zât Resulü Ekrem’dir (s.a.v). Rabbil Âlemin öyle ifade ediyor ki “Siz şayet muhabbet yolunu tercih ederseniz, muhabbet yolu ki abdin bana ulaşacağı en kısa, selametli, mükâfatı bol olan bir yoldur. Bu muhabbet yolu nereden geçer? Mahlûkat arasında benim en sevdiğim olan Resulü Ekrem’e (s.a.v) ittiba etmekten geçer. Resulü Ekrem ki (s.a.v) siz onun için varsınız. Şayet o olmasa idi siz ‘hiç’ olmuş olacaktınız. Kâinat ki onun için vardır. Cennet ki onun için vardır. Bunlardan en önemlisi siz şu an varsanız onun için varsınız.” İttiba nasıl olur? İttiba elbette ki Resulü Ekrem’e (s.a.v) aşırı bir muhabbet duymakla, aşk derecesinde olur. İnsan âşık olunca iradesinin dışında maşukun tabiatına, karakterine bürünür. Hatta hâli, tabiatı, içyapısı yavaş yavaş maşuk kim ise maşukun haline bürünür. Rabbil Âleminin en sevdiği zât olan Resulü Ekrem’in (s.a.v) haline bürünen insan, elbette ki Allah nezdinde o da mahbup olur. Resulü Ekrem (s.a.v) ne...

HİKMETLİ SÖZLER

Bismillahirrahmanirrahim  Allah'ın (cc) 99 esmasına bakıldığı zaman hepsinin içerisinde mevcut olan bir özelliktir vermek. El Hâlık; yaratan, yoktan var eden ismiyle bütün yaratılmışları yokluk âleminden çıkarıp varlık vermiştir. Er Rezzak ismiyle rızıklarını vermiş; El Kerim ismiyle keremini yarattıklarının üzerinden eksik etmemiş; El Berr ismiyle iyilik ve ihsanı artırarak vermiş; El Muğnî ismiyle yarattıklarının maddî manevî ihtiyaçlarını giderip zenginlik vermiştir. Allahu Teâlâ'nın daha nice isimleri O'nun(cc) bu kâinatta asıl veren, ikram eden, bağışlayan, nimetiyle nimetlendiren olduğunun delilidir. Kur'an-ı Kerim'de birbiriyle son derece ilgili ve yakın anlamlarda kullanılan üç kavram rahmet, rızık ve nimettir. Cenâb-ı Allah(cc) rahim bir Rabb'dır, yani bütünüyle rahmet sahibidir. Rahmet; acıma, şefkat, rikkat sahibi olup bütün bunlar da rahmet olunana ihsanı ve inamı gerektirir. Bir olan Rabb Teâlâ yarattığı kullarının hayatı için gerekli her şe...

HİKMETLİ SÖZLER

Her dideden gören o, her yüzden görünen o Ey göz anı görmesen de, görür seni sevdiğin Sanma ansız bir dem var, her demdir o sana yâr Sen yâr olmasan dâhi yârdı sana sevdiğin (Hulusi Efendi) Rabbül Âlemin insanoğlunu çok sevdiği için, yaratmış olduğu bütün mahlukat arasında en büyük payeyi ona vermiştir. Kendisine dost olma fırsatını, kendisini bilme, tanıma ve sevme fırsatını bahsetmiştir. Bir kere tefekkür edelim; insanın her yaptığı şey Allah(cc) için önemli olmalı ki sabah uyandığımız andan, tekrar uyuyuncaya kadar her hareket ve fiiliyatımızın Hakk katında bir adı ve anlamı vardır. Yaptığımız hareket ve fiiliyat, ya farzdır ya sünnet; ya edeptir ya malayani; ya helaldir ya haram ya da mekruh. Kalp denilen bütün âlemi içine alabilecek muazzam bir aşk merkezini yaratmış. Binlerce kez küçültüp vücut ülkesine yerleştirmiştir ki dünyadayken ayrılığa onunla sabretsin, onunla ilâhi füyuzatları algılasın ve Rabbi ile buluşsun. Allah(cc), çok değer verdiği insanoğlu için koruyucu...

HİKMETLİ SÖZLER

Bismillahirrahmanirrahim.  Elhamdülillahi Rabbül Âlemin. Vesselatü vesselamü ala seyyidina Muhammedin nebiyil ümmi ve ala alihi ve sahbihi ve sellem. İnsan müminse, Allah’a iman etmişse; eğer ki ikazlardan anlamaz ise, Allah bazen musibet gibi ikazlarla onu uyandırıyor. Dünyevi musibet tokatları ile insan uyanmaz ise neuzibillah kabrin sıkması, onunla da arınma olmaz ise cehennemin havuzunda temizlenme oluyor. Onun için insanın aklını başına çabuk alması lazım. Hadis kitaplarında ahirette, birbirlerini dünyadayken aldatan insanların mücadelesini anlatılır. İnsanın şeytanla olan mücadelesini anlatır. Mesela aldanan, o gaflet ile hayatını ömrünü tüketen insan şeytana diyecek ki “Utanmadın mı? Sen ne için bizi aldattın? Allah’ın ibadetinden, taatinden Allah’ın yolundan niçin bizi saptırdın?” Şeytan onlara diyecek ki “Yahu Allah’tan korkun! Ben mi yaptım? Ben size ufak bir vesvese verdim; buna mukabil Rabbül Âlemin gözlerinize sokacak kadar emareler, deliller, işaretler gönderdi....

BAHİCE

Seni Kim Görse Bir Acemaşiran Gazel. Okuyan ise  Hafız Sami Efendi. Derler ki; öyle güzel Kuran-ı Kerim okurmuş ki, o okurken omzuna bülbüller konarmış. Bizde onun sesinden bu güzel gazeli sizlere sunuyoruz. Hocası Müştakzâde Edhem Efendidir. Edhem Efendi hem bestekâr hem muallimdir. Aynı zamanda Kadiri şeyhidir.  Şeyhülislam Hafız Sami Efendi'ye hünkar imamlığı teklif etmişse de Hafız Sami bunu kabul etmez, camiide imamlığa devam eder. Birçok eser meşk etmiştir. Şöyle bir anıyı paylaşalım. Meşk için Zekai Dedeye götürülür. Zekai Dede Hafız Sami Efendiyi dinler ve şöyle söyler:  “Oğlum, sana Hüdâ meşketmiş, benim meşkedecek bir şeyim yok!” Yine şöyle bir anısı nakledilmiştir: Kendisi Esad Efendi Tekkesinde kıraatte iken dervişler o denli bir cezbeye kapılmışlar ki, Şeyh Efendi yüksek sesle "el fatiha" diyerek kesmek zorunda kalmıştır. Bir dönem geçirdiği sinir rahatsızlıklarından sonra okumaya devam etmemiş. Ara ara okumuştur. Acemaşiran...

hubb-u ehl-i beyt

İLMİN KAYNAĞI  HZ.AİŞE (RADİYALLAHU ANHA) Mekke karanlık zamanlarda,islam ise ev ev dolaşıyor gönülleri aydınlatıyordu.Hz. Hatice valizemiz hanımlar ile Efendimiz arasında elçilik görevi görüyordu.O'nun vefatından sonra ciddi bir boşluk oluştu.Bununla beraber Efendimiz ileri kuşakları düşünerek. İslam'ın esaslarını, hükümlerini anlatıp açıklayacak akıllı, zeki ve heyecan dolu bir kadına ihtiyaç vardı.Hz. Aişe bütün bu özellikleri kendi şahsında toplamıştı.Nitekim evlilikten sonra Hz. Aişe validemiz ilme hikmet taşıdığını görüyoruz.Efendimiz Aişe validemize daha sonra şunu anlatmıştır.: - Sen bana üç defa rüyamda gözterildin.Melek seni bana beyaz ipekten bir kumaş içinde getirip, bu senin eşin olacak, dedi.Ben yüzünü açtım, birde ne göreyim, baktım ki sensin.Bunun üzerine şunu söyledim:Eğer bu Allah'ın katındansa, O'nun yerine getirir. Bu ilahi takdimi gerçekleştirmek için Efendimiz Havle Binti Hakim'i Hz. Ebubekir'in evine gönderdi.Bu Ebubekir iç...

HAFTANIN FİLMİ

KARPUZ KABUĞUNDAN GEMİLER YAPMAK                                                                                                                             “yazmak zorundaydım yoksa çıldıracaktım.” Rilke   Bu haftaki filmimiz bir Ahmet Uluçay filmi. Kimdir Ahmet Uluçay? Nam-ı diğer Ahmet abi! Kütahya’nın Tepecik köyünde yaşayan ve burada vefat edecek olan Ahmet abi, küçüklüğünden beri gölgeler ve ışık üzerinde ve bunun bir sihir olduğunu hissederek çocuk zihniyle merak etmiş,   1960’ larda ilkokuldayken gezici sinemanın köylerine gelmesiyle, Ahmet abinin tanımlamasıyla; fotoğrafların gımıldayıvermesi, onun en büyük heyecanı olmuştur. İki kafadar arkadaşıy...

HİKMETLİ SÖZLER

Bismillahirrahmanirrahim. Çok sevdiği bu topraklardan cebren hicrete mecbur edilen Allah Resulü (s.a.v), Mekke'den ayrılırken yaşlı gözlerle şehre dönerek şöyle buyurmuştu: "Allah'ın yarattığı şeyler içinde en çok sevdiğim yer sensin. Eğer buranın halkı beni (zor­la) çıkarmasaydı, ben kendiliğimden çıkmazdım." Mekke binlerce yıldır kalbinde eşsiz bir cevheri, Allahu Teâlâ'nın evini taşımaktaydı. Kâbe'nin bulunduğu şehirden ayrılmak onun manasını en iyi bilene, en iyi hissedene ağır geldi. Mekke'nin kalbi Allah'ın evi ise ya mümin kulun kalbi Allah katında nedir? Bu kalbin hakikatini şöyle ifade etmişler: "Mevlana Halid-i Bağdadî Hazretleri Mekke'ye gittiğinde Kâbe'yi tavaf ettikten sonra oturup Kâbe'ye bakıyordu. O sırada karşısında sırtını Beyt'e vermiş birinin ona baktığını gördü. Kalbinden "Ya Rabbî! Bu adam sırtını Kâbe'ye vermemesi gerektiğini âlimlerden hiç duymamış mı?" Dedi. O mübarek zât da onu yanına ...

HAFTANIN KİTABI

HIZIRLA KIRK SAAT “Dost ol kişidir ki, öldürülmesi muhakkak ve mukarrer olan gecede Peygamber-i Ekber’in yatağında yatar, O’na Şah-ı Velayet denir. Dost ol kişidir ki, Yar-ı Gar’dır. Kucağında mübarek bir emanet vardır. Bütün delikleri elbisesinden muhtelif parçalarla tıkar, son deliğe tabanını dayamıştır. Kucağındaki mübarek emanet, uyumayan uyanıklık içinde uyur görünmektedir. Oradan Ebu Bekr’i yılan sokar. Dost son deliğe tabanını, taban gibi görünen gönlünü uzatandır, gönlü ile orayı tıkayandır.”   Bir yolculuk kitabıyla tanıştırmak isterim sizi. Yerin altını ve üstünü, geceyi ve gündüzü, hüznü ve mutluluğu, Nil’i ve Atlantik bahrını, Batının korosu ve doğunun sahralarını içine alan ve yürümenin hiçbir şekilde izah bulmadığı bir yolculuk kitabı.   Üstad Sezai Karakoç bu kitabını yazarken kırk gün boyunca aynı çay bahçesinde aynı masada oturmuş, karşısında Hızır (a.s) ile bir muhabbete gark olmuştur. Karşısında Hızır (a.s) varmış ve onunla beraber bir yolcu...

İZ BIRAKANLAR

NECİP FAZIL KISAKÜREK...  “ALNINDA, ALLAH’I ARAMAK MEMURİYETİNİN İLAHÎ IŞIK PÜSKÜRTÜSÜYLE DOĞAN VE BÜTÜN ÖMRÜ BOYUNCA DA, KALABALIKLARDAN BU IŞIĞIN DELALETİYLE AYRILAN” BÜYÜK DAVA VE TEFEKKÜR ADAMI...   DOĞDUĞU GÜNÜN VEFAT ETTİĞİ GÜNDEN BİR SONRAKİ GÜNE DENK GELİŞİYLE ‘DOĞMADAN EVVEL ÖLÜNEN VE ÖLDÜKTEN SONRA DOĞULAN’ BU HAYATA GELİŞİMİZİN HAKİKİ VE YEGANE GAYESİNİ İHTAR EDEN BÜYÜK İNSAN... EFENDİSİNİN NAZARI KENDİSİNE DEĞDİĞİ ANDAN İTİBAREN, KENDİSİNİ “YAŞANMAYA DEĞER HAYATI” CEMİYET VE DEVLET ŞEKLİNDE NAKIŞLANDIRMAK BORCU ALTINDA HİSSETMİŞ VE BU UĞURDA BİR ÖMÜRLÜK “ÇİLE”NİN ŞİİRİNİ YAŞAMIŞTIR. 17. YÜZYILDA YAŞAMIŞ NÂBİ’DEN SONRA SULTANÜ’Ş ŞUARA (ŞAİRLER SULTANI) ÜNVANINI TAŞIYAN TEK KİŞİ OLAN ÜSTAD NECİP FAZIL YALNIZ ŞAİR DEĞİL AYNI ZAMANDA ÇOK BÜYÜK BİR YAZAR, AKSİYON ADAMI, MÜTEFEKKİR, DAVA İNSANI VE DERVİŞTİR.. 26 MAYIS 1904 TARİHİNDE İSTANBUL’DA BÜYÜK BİR KONAKTA VARLIKLI BİR AİLEDE DÜNYAYA GELMİŞTİR. EVİN TEK OĞLUNUN TEK OĞLUDUR VE BÜYÜKBABASININ HER DAİM...

HİKMETLİ SÖZLER

Bismillahirrahmanirrahim Elhamdülillahi rabbil âlemin vesselatu vesselamu ala seyyidina muhammedin nebiyyil ümmi ve ala alihi ve sahbihi ve sellim. Dünya hayatınız boyunca ne yaptınız? Elinizde ne var? Hayatınızda ne biriktirdiniz? Zamanın içine ne sığdırdınız? Mesela bu ay ne yaptınız? Zamanlara değer katan, mekânlara değer katan zamanın içinde olan ameli salihlerdir. Bir mekâna kudsiyet atfeden şey o mekânda hâsıl olan amel-i salihlerdir. Aslında bütün bunlar sizin için bir araç, bir vesiledir. Allahu Teâla bunu bizden sual edecektir. Hizmet; neye hizmet? Kime hizmettir? Bir sonraki hayatınızdaki kendinize hizmettir. Tarlanızı şimdiden ekin ki yarın hasat mevsimi veyahut kış mevsimi geldiğinde ektiğinizi biçesiniz. O mevsimde artık çalışma yoktur. Dünyada yaşadığımız 30-40 yılın neticesinde, tabiatımızın adeta birer parçası haline gelen şeylerden sıyrılmak zordur. Ama inşallah Allah sizlere kuvvet verir. Doktora gittiğinizde, doktor size şekerden uzak durulması gereken bir di...