Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Haziran, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Manevi Kalbimiz Ne Durumda ?

"Kalb, çam kozalağı gibi bir et parçası değildir. Ancak, rabbani letaiflerdendir ki, hislerin ortaya çıktığı, fikirlerin aksettiği yer olan vicdan ve akıldır. Letaif olarak adlandırılan kalbin insanın maneviyatına yaptığı hizmet, kozalak biçimindeki kalbin cesede yaptığı hizmet gibidir. Bütün bedene hayat veren insandaki kalp nasıl bedenin çalışmasını ve kanın vücuda pompalanmasını sağlar ve insan hayatı onun çalışmasıyla devam eder ve o sustuğunda vücut da susar. Letaiflerden olan kalp de amellerle ve haller ile canlandırılır, ışıklandırılır. İman nurunun sönmesi ile mahiyeti hareketsiz, ölü gibi taştan heykele benzer.”  Anlaşılan odur ki, maddî kalbin iman, ilim, hikmet, şefkat gibi maneviyat ile yakın alakası vardır. Aynı şekilde, maddî temizliğin de manevi temizlik ile münasebeti mevcuttur. Bu itibarla Resul-i Ekrem Efendimizin maddî kalbinin yıkanıp temizlendikten sonra ilim, hikmet, İlâhî nur ve feyizlerle doldurulmasını akıldan uzak görmemek lâzımdır.  ...

Sinan Paşa'dan Yakarış: Tazarruname

İy gözlerim nuru, gönüllerün sürüru Başumuzım tâcı, ehl-i dilün mi‘râcı Gönül hanesinün ziyası, dil hastesinün şifâsı  Derd ehlinün enîsi, ışk avâresinün celîsi  Yol isteyenün delîli, hidayet çırağınun delîli  Dil tahtınun hânı ve sîne serîrinün sultanı  Can iklîminün penâhı, gönül şehrinün şehinşâhı  Hayret denizine gark olanun elin alıcı,  Dalâlet vadisinde kalanı kaldurıcı  Azmışlara yol gösterici,  Az isteyene bol gösterici  Tâlibleri irgürici, istemeden buldurıcı Şeyh diyene irişici, dost diyene yitişici  Bilmeyene bildürici, görmeyene gördürici  Tatmayam tatdurıcı, içmeyeni kandurıcı Hak sarayınun kapucısı, gönül evinün yapucısı  İy mukteda-yı cihân, iy makbül-i ins ü can  İy şeyh-i âlem, iy mürşid-i benî-adem  Hayret denizine gark oldum, beni andan sen kurtar  Dünya âlâyişine müstağrak oldum, içümden anı sen çıkar  Şehevât zulümâtı içüm taşım aldı,...

Derviş Burcunda Bir Şâir: Erdem Bayazıt

Erdem Bayazıt, Tabiat Risalesi şiirinde, 'Derviş olamadın/ Ama başıboş da kalmadın' diyor. Evet, başıboş değildi, başıboş da kalmadı, Erdem Bayazıt. 1978'de Abdurrahim Reyhan Efendi'nin nur halkasında yerini aldı. Erdem Bayazıt, 24 Ocak 1998'de bu âlemden göçen Efendisiyle ilgili duygularını, bir yazısında şöyle dile getiriyor: 'Aşık meşreb idi. 'KâmiI-mükemmil' irşad makamına aşk yoluyla erişenlerdendi. Toprak gibi mütevazı idi. Şefkati, merhameti, Cenab-ı Allah'ın bütün yaratıklarını tutacak boyuttaydı. Gayreti, durmadan akan nehirler gibiydi. Cömertliği gökyüzünde dolaşan bulutlar, yeryüzünde dalgalanan okyanuslar gibiydi. Tebessüm ettiğinde çevresinde güller açardı, sanki yeryüzünde bir bahar iklimi yürürlüğe girerdi. Celâllendiğinde arslanların bile yüreği, rüzgâra uğramış yapraklar gibi titrerdi. Benim güzel efendim, kalbimdeki meselelere sormadan cevap verenim, müşküllerimi hâlledenim, musibetlere uğradığımda yüküme omuz verenim, dara dü...

HİKMETLİ SÖZLER

Resûlü Ekrem (s.a.v) Miraç hadisesinden bazı hadiseler naklederek Miraç’ta Âdem Aleyhisselam ile görüştüğünü ifade eder. Bu görüşme sırasında şöyle bir hadisenin gerçekleşmesinden bahseder. Hz. Cibril (a.s) semanın kapısını çalar ve kapı açılınca Resûlü Ekrem (s.a.v) orada bir zatı görür. Hz. Cibril’e kim olduğu sorunca “Bütün insanların babası olan Hz. Âdem” cevabını alır. Hz. Âdem’in sağında ve solunda hafif yansımalar vardır. Resûlü Ekrem (s.a.v), Hz. Âdem’in sağına bakınca gülümsediğini soluna bakınca da yüzüne bir asıklık geldiğini ve ağladığını görür. Yani Hz. Âdem sağ taraftaki manzarayı görünce gülüyor ve Allah’a hamd ediyordur. Ama soluna bakınca da ağlama hali oluşur. Resûlü Ekrem (s.a.v) Hz. Cibril’e: “Sağında ve solunda olan şeyler nelerdir?” diye sorunca kendi evlatlarının ruhları olduğunu söyler. Yani sağ tarafında cennete giden evlatları vardır ve bunu görünce Hz. Âdem çok memnun olur ve Allah’a hamd eder. Soluna bakınca da evlatlarının cehennem istikametinde yürüdüğün...