İy gözlerim nuru, gönüllerün sürüru
Başumuzım tâcı, ehl-i dilün mi‘râcı
Gönül hanesinün ziyası, dil hastesinün şifâsı
Derd ehlinün enîsi, ışk avâresinün celîsi
Yol isteyenün delîli, hidayet çırağınun delîli
Dil tahtınun hânı ve sîne serîrinün sultanı
Can iklîminün penâhı, gönül şehrinün şehinşâhı
Hayret denizine gark olanun elin alıcı,
Dalâlet vadisinde kalanı kaldurıcı
Azmışlara yol gösterici,
Az isteyene bol gösterici
Tâlibleri irgürici, istemeden buldurıcı
Şeyh diyene irişici, dost diyene yitişici
Bilmeyene bildürici, görmeyene gördürici
Tatmayam tatdurıcı, içmeyeni kandurıcı
Hak sarayınun kapucısı, gönül evinün yapucısı
İy mukteda-yı cihân, iy makbül-i ins ü can
İy şeyh-i âlem, iy mürşid-i benî-adem
Hayret denizine gark oldum, beni andan sen kurtar
Dünya âlâyişine müstağrak oldum, içümden anı sen çıkar
Şehevât zulümâtı içüm taşım aldı,
Dünya hevâsı zâhirüm, bâtınum tuttı
İçümde bir od var, ıraktan görürem, gâh işler, gâh söyünür
Yüregümde bir derd var, bir bucakta turmış, gâh yanar, gâh göyünür
Ne beni yakup temam ifna ider
Ve ne bi'l-külliyye birağuben terk ider
Her yıl umaram ki, gelesi yıl salaha gelem
Her ayı fikr iderem ki, bu gidicek ıslaha gelem
Amma ömr arttukça halüm beter oldı,
Gün geldükçe avâyık artar oldı
Yigitlikte heva atrug-ise, ışk dahi çoğ-idi
Pirlikte şehevât eksüg-ise, kâhillik artuk aldı
Bir nefis ki kırk yıl rahata ögrene, kaçan riyazata rıza virür
Bir gönül ki içi taşı hevâ-y-ile tola, kaçan halvette safâ bulur
Hiç bilmezem kim neyleyeyim, hiç fikr idemezem ki nice ideyin
Bana meded it, âvâre kaldum
Bana çare it, bî-çâre kaldum
Bir gün inayet-i Sübhanî ire diyü umaram, âh eger irmezse
Bir vakit tevfîk-i Rabbânî yitişe sanuram, vâh eger yitişmezse
Vay benüm halüme, eger bu halde kalam
Toprak bildügüme, eger kâlde kalam
Eğer senden meded irmezse, işüm bitti
Ve eğer lütfun destigîr olmazsa, yüküm yitti
Bir Mesîh-dem'sin ki, âleme hayat virürsin
Demidür ben kuluna dahi bir demün irişe
Bir İsâ-nefessin ki, her hasteye necât virürsin
Vaktidür ki ben hasteye dahi nefesün yitişe
Ömürden bakiyye var iken yitiş bana
Bu hal ile ölmedin iriş bana
Cûdun denizi cihâna aktı, n’ola ben kemtere bir katre irişse
Mihrün güneşi âlemi tuttı, n’ola ben zerreye bir şu'le yitişse
Maksûd muhabbet ise, uşta gönül katunda
Murâd iradet-ise iradetüm elünde
Eğer bana riyazât gerekse, riyazâta himmet it
Ve eger benden isti‘dad istersen, isti'dada meded it
Eğer gönülde cila gerekse, gönül pasını sen aç
Ve eğer kalbde safâ gerekse, safâ kapusın sen aç
Eğer dünyayı terk gerekse, sen beni terk itme
Ve eğer gönül evi pâk gerekse, sen gönlümden gitme
Gönüller, mi‘marısın, yıkık gönlümi sen yap
İhtiyârum sana virdüm, hevâ kapusın sen yap
Dil hastesiyem, ilacı senün katunda
Gönül mecrûhıyam, merhemi hazretünde
Maruz ne kadar eski-y-ise, tabib hâzık olıcak şifa bulur
Derd ne kadar olumaz-ise, hekîm üstad alıcak devâ bulur
Demidür, himmet gerek, şayed inayet irdi ola
Vaktidür, ikdam gerek, bâşed hidayet yitişti ola
Demlerün var ki, bir dem ursan diledüğin idersin
Vakitlerün var ki, bir nefes itsen istedüğin işlersin
N ’ola bir demünde bu ben bendeni yâd itsen
Ne var bir nefeste bir sınuk gönli âbâd itsen.
*Sinan Paşa'nın mürşidini yâd ettiği dizeleri.

Yorumlar
Yorum Gönder