Ana içeriğe atla

Ey gözü yaşlı, sinesi yanık olan kalp

"Ey gözü yaşlı, sinesi yanık olan kalp,
Kalbini yakan kalp, kalbinden dua ister.
Ey Rahman'ın hanesini üzerinde taşıyan kalp,
Kalbim, kalbin gibi yanar ve ağlar,
Her kalpte Seni arar.
Bedenlerin seni semada araması ne bedbahtlıktır.
Ey Kâbeyi beldeye, bedenleri beytine mahmul kılan Allah,
Bizleri de beytine hamil kıl, beytinde tavaf edenlerden eyle."


O ikinci cümle birinci cümlede oluşan bütün suallere cevap aslında.
Bir insanı, ey gözü yaşlı sinesi yaşlı olan, kalbini yakan kalp,
Bu şöyle Peygamber aleyhisselam müslümanların kalplerini yaktı. Bir mürşit bir müridin kalbini yakıyor. Kalbini yakan kalp, o kalp de dua istiyor. Neden? Bir insan birisinin kalbini yaktığı halde diğer kalplerde dua istiyor? Çünkü o kalp Rahman'ın hanesini üzerinde taşıyor. Rahman'ın beytini üzerinde taşıyor. Çünkü Ey Rahman'ın hanesini üzerinde taşıyan kalp, yani her bir müslüman eğer kalbi yanık ise gözü yaşlı ise sinesi yanıksa Rahman'ın hanesini üzerinde taşıyor. Çünkü kalpten dışarıya diyelim ki yaş akıyor, sinesi yanık... Yanık ise Rahman'ın hanesini taşıyor.
Ey Rahman'ın hanesini üzerinde taşıyan kalp, kalbim -bir mürşit, mürşidin kalbi-  gibi yanar ve ağlar ve her kalpte de seni arar. Yani her bir insana bir hürmet bir değer bir saygı yapılıyorsa aslında o kalp hanesindeki Allah'ı arıyor. Her kalpte seni arar.
Ne için her kalpte seni ararım da dışarıda seni aramam? E çünkü bedenlerin seni semada araması ne bedbahtlıktır. Yani ne kadar akılsızsdır. Bir insan Allah'ı semada arıyor. Niçin? Çünkü Kâbeyi beldeye, yani Allahu Teala nasıl ki kâbeyi bir beldeye mahmul kılmışsa, bir suudi arabistani düşünün.
Ey kabeyi beldeye, bedenleri de beytine mahmul kılan Allah. Düşünün biz Mekke-i Mukerremeye ne kadar büyük kudsiyet atfediyoruz.  Niçin? Çünkü Allah'ın beytine, kabesine mahmuldur; çünkü onu taşıyor. E aynen bunun gibi, Ey kabeyi beldeye, bedeni de beytine mahmul kılan Allah. bedenleri de Allah kendi beytine mahmul kılmış. Dolayısıyla bir insan kabeye nasıl ki hürmet ediyor, saygı gösteriyorsa, insan insana da değer verir çünkü insan Allah'ın beytine hamildir. Dolayısıyla nasıl ki kabenin etrafında insanlar tavaf ediyor, nasıl ki Rabbil Âlemin meleklere emretti ki Hz. Adem aleyhisselam'ın etrafında tavaf edin ve secde edin... Neden? Çünkü işte burası o suallerin hepsinin cevabı aslında.

Yani "Ey gözü yaşlı, sinesi yanık olan kalp, 
Kalbini yakan kalp, kalbinden dua ister.
Ey Rahman'ın hanesini üzerinde taşıyan kalp,
Kalbim, kalbin gibi yanar ve ağlar, 
Her kalpte Seni arar.
Bedenlerin seni semada araması ne bedbahtlıktır.
Ey Kâbeyi beldeye, bedenleri beytine mahmul kılan Allah,
Bizleri de beytine hamil kıl, beytinde tavaf edenlerden eyle."

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

O VE BEN

O ve ben diye başlıyor kitap. ‘O ve Ben’… Kitabı okuyanlar görecektir ki kitapta Necip Fazıl'dan bir eser kalmamıştır. Yani Necip Fazıl bu kitabında O’nu ve kendisini anlatır. Asıl olanı kitabın sonunda görüyoruz ki zahiri Necip Fazıl'dan eser kalmaz ve yalnızca O kalır. Bir nevi  fenâ hali. ( burada fena olmak mevzusuna değindiğimiz yazının linkini kullanacağız) O diye hitap ettiği kendisinden bahsettiği kişi onun mürşidi, rehberi,  öğreticisi,  hocası olan Seyyid Abdülhakîm Arvâsî Hazretleridir. Kitap, biyografi niteliğinde bir eser olup Necip Fazıl, kendi hikayesini, kendi ölçüsünü, kendi yaşamını anlatır. Bu yaşamı ise O’nun üzerinden anlatır. Çünkü O olmadan önceki hayatını yaşanmamış saymıştır.  “Tam otuz yıl saatim işlemiş, ben durmuşum  Gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum” Bir insanın gafletten uyanışı, kendini bilişi, kendine gelişi, kendinin farkında oluşu aslında o insanın bir doğumu hükmündedir.  Biz buna bir *‘Seyru sülûk’ hika...

HAFTANIN KİTABI

YAŞIYORUZ SESSİZCE Ölüm Nedir? Sesin hangi renginde Sessizliğin hangi kokusundadır? İnsan; doğduğu için ölecektir elbet. Hareketin devinimi; içten dışa, dıştan içe, Döngüsel hareketin en güzeli, en sıradışı olmayanı Ölüm.. Yaşamla başlayan ölüm, gittikçe yakınlaşan zaman, Yaşam, ölüm, zaman.. Hepsi koskocaman bir sessizlik aslında. Şair; yaşamın sessizliğiyle ölümü anlatmak istemiş, Eşi Hatice Hanımın vefatından sonra bu kitabı yazmış, Affedersiniz, tabiri doğru kullanmak gerek sanırım, Bu kitabı; yaşamıştır.. Şairler mi şiir yazar, şiirler mi şairleri yazar, hala çözebilmiş değilim ama, Kelimeler bir his olup değiyorsa size, sanırım şair güzel bir şey yapmış oluyor. Hangisi hangisini yazdıysa farketmiyor. “Neden kimse sana benzemiyor Hatice?” diye soruyor şair bir mısrada. Çok basit bir cümle, nasıl da gelip çoraklanıyor kalbinizin ortasına. Evet ölüm haktır ve elbet bir gün her birimizin kapısını çalacaktır ama, En çok gidenin boşl...

HİKMETLİ SÖZLER

Bismillahirrahmanirrahim.  Elhamdülillahi Rabbül Âlemin. Vesselatü vesselamü ala seyyidina Muhammedin nebiyil ümmi ve ala alihi ve sahbihi ve sellem. İnsan müminse, Allah’a iman etmişse; eğer ki ikazlardan anlamaz ise, Allah bazen musibet gibi ikazlarla onu uyandırıyor. Dünyevi musibet tokatları ile insan uyanmaz ise neuzibillah kabrin sıkması, onunla da arınma olmaz ise cehennemin havuzunda temizlenme oluyor. Onun için insanın aklını başına çabuk alması lazım. Hadis kitaplarında ahirette, birbirlerini dünyadayken aldatan insanların mücadelesini anlatılır. İnsanın şeytanla olan mücadelesini anlatır. Mesela aldanan, o gaflet ile hayatını ömrünü tüketen insan şeytana diyecek ki “Utanmadın mı? Sen ne için bizi aldattın? Allah’ın ibadetinden, taatinden Allah’ın yolundan niçin bizi saptırdın?” Şeytan onlara diyecek ki “Yahu Allah’tan korkun! Ben mi yaptım? Ben size ufak bir vesvese verdim; buna mukabil Rabbül Âlemin gözlerinize sokacak kadar emareler, deliller, işaretler gönderdi....