Ana içeriğe atla

Mektubat-ı Tagi

 

Hamd alemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam seçtiği kulları üzerine olsun. 
Allah için kardeş el-Hac Yusuf’a, Allah O’nu üzüntüden korusun. Bu mektubu size yazdırmaya, sohbetten geri kalmanız ve bilhassa bu zamanda beldenizde makam elde etmek için dünyaya olan muhabbetiniz sevketti 


Dünyanın arzuları ve muhabbeti sizi aldatmasın. Dünyayı temenni etmeyin. Çünkü dünya fani, aldatıcı ve lanetlenmiştir. Talibleri köpekler gibi kabul edilmiştir. Sonu şekerle kaplı zehir gibi hüsranlıktır. Bütün dinlere göre onun aldatan bir süs olduğu sabittir. Bazı dinler onun durumunu açıkça belirtmişlerdir. Dünyadan murad, kulu Rabbinden alıkoyan her şeydir. Nitekim Gavs’ul Azam(r.a)şöyle demiştir: ‘Dünya hem kötüdür hem de güzeldir.’ Bunun açıklaması şöyledir: Dünya dalalet (sapıklık)yönünden kötüdür.Bunun için Allah şöyle buyuruyor: “Bilin ki dünya hayatı ancak bir oyundur, bir eğlencedir, bir süstür, aranızda bir övünmedir, mallar ve evlat hususunda bir çokluk yarışından ibarettir.’’(Hadid:20) 
Dünya hidayet yönünden güzeldir. Allah bir ayette şöyle buyuruyor: “…Allah’tan bir mağfiret ve bir rahmet onların topladıkları (dünya malı) ndan daha hayırlıdır.” (Al-i İmran:157) 
Başka bir ayette ise “…İman edip Salih ameller işleyenler için firdevs cennetleri vardır…” 
(Kehf:107) buyrulmaktadır. Bu yönüyle dünya niçin kötülensin. Çünkü dünya ahiretin tarlasıdır. Dünyada muhabbet-i ilahiye ve cezbe-i zatiye şarabını içmek vardır. Şair Hafız şöyle der:
Saki o kalan şarabı sun, 
Çünkü Cennet’te ne Rüknebat suyunun kıyısını bulabilirsin, ne de Gülgeşt-i Musallayı. 
Müntesiplere size uyanlara Gavs’ın (r.a) yüce kapısına sarılmayı, teşvik etmeniz ve kamil şekilde vefa göstermeniz lazımdır. Halis niyetle dünyevi alakalardan ayrılın. Gavs’ın kapısına en edna bir şekilde dahi olsa girmeye bakın. Kalpleri saptırmaya götürmeksizin O’nun sonsuz muhabbet şarabından için. 
Bağlantılar felah yolunda ilerlemeye perde olur, 
Bağlantıları koparırsan yolun vuslata yol olur. 
Her iki cihanın nimetlerini sevgilinin tek nazarına feda ederim, 
Çünkü onun gibi lezzet iki cihanda da bulunmaz. 
Sohbet amellerin başıdır. İmam-ı Rabbani(k.s) şöyle buyuruyor: “Sohbete (fazlar, vacib ve sünnetler hariç) hiç bir şey denk değildir.” Şeyh Muhammed Parisa’nın (k.s) hizmetçilerinden biri Şeyh’in şöyle dediğini söylemiştir: ‘’Farzlara olan hırsınız gibi sohbete koşun.’’ Ubeydullah Ahrar (k.s) bu hususta şöyle demiştir: “Sohbetteki hayıra ne melekler ne de kötü olan nefis vakıf olabilir.” 
Hasılı dünyadan yüz çevirmek lazımdır. Dünyadan yüz çevirmeyen şu hadisin ihtiva ettiği manaya girer: “Allah’ın zikri ve ona tabi olanlar hariç, dünya ve içindekiler lanetlenmiştir.” 
Şair Hafız Şirazi şiirinde şöyle der: 
O Şirazlı güzel bize iltifat eder,gönlümüzü alır,aşkımızı kabul eylerse, 
Yanağındaki kara bene Semerkandı da bağışlarız, Buhara’yı da! 
Yine Şair Hafız Şirazi bu manada şöyle der: 
Lütfu daimi olan pirin kölesiyim, 
Çünkü zahid şeyhin lütfu bazen var bazen yok. 
Ayrıca dünyadan ictinab edenler, salat ve selamların en kamili kendisi ve ailesi üzerine olan Hz. Peygamber’e ve ihlasla ona tabi olanlara tabi olanlara tabi olup işlerini onlara bırakan, onların emirlerine uyan nehiylerinden sakınan kimseler kurtulmuştur. 
Hz. Seyyid Taha (k.s) buyuruyor ki: “Bidatçi olanlara sapıtmıştır. Onlara muhalefet edenler kurtulmuştur. Kamillerin gölgesinde olanlar selamettedir. Bilhassa onlara uyarak ellerinden (muhabbet) şarabı içenler diridir.”  
Dünya ile ahiret arasında bir boşluğa düşen kimseye kendini tedavi etmek düşer. Bu durumda iken ona bir (manevi) hal gelirse o hal istidractır ve o kimse yardımsız bırakılır. Ona şöyle denilmesi uygundur: 
Böylesine perişan, rüsvay bir şekilde yarin huzuruna sakın ola gitmeyesin, 
Orada bulununlar,sakinler seni görüpte o halinden utanıp sıkılmasın.

Allah’ın selamı sizin, yakınlarınızın, sevenleriniz ve Şeriat-ı Mustafa’ya uyanlar üzerine olsun. 
Allah’ım! Şeriatı ve sünneti ile bu taifenin hizmetçisi olarak yoluna girdiğimiz Hz. Muhammed’e (s.a.v) ,ailesine ve ashabının üzerine salat ve selam eyle. 

Şeyh Abdurrahman-i Tagi (K.S) bu mektubu Bitlisli el-Hac Yusuf Efendi’ye dünyanın kötülenmesi hakkında göndermiştir. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

O VE BEN

O ve ben diye başlıyor kitap. ‘O ve Ben’… Kitabı okuyanlar görecektir ki kitapta Necip Fazıl'dan bir eser kalmamıştır. Yani Necip Fazıl bu kitabında O’nu ve kendisini anlatır. Asıl olanı kitabın sonunda görüyoruz ki zahiri Necip Fazıl'dan eser kalmaz ve yalnızca O kalır. Bir nevi  fenâ hali. ( burada fena olmak mevzusuna değindiğimiz yazının linkini kullanacağız) O diye hitap ettiği kendisinden bahsettiği kişi onun mürşidi, rehberi,  öğreticisi,  hocası olan Seyyid Abdülhakîm Arvâsî Hazretleridir. Kitap, biyografi niteliğinde bir eser olup Necip Fazıl, kendi hikayesini, kendi ölçüsünü, kendi yaşamını anlatır. Bu yaşamı ise O’nun üzerinden anlatır. Çünkü O olmadan önceki hayatını yaşanmamış saymıştır.  “Tam otuz yıl saatim işlemiş, ben durmuşum  Gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum” Bir insanın gafletten uyanışı, kendini bilişi, kendine gelişi, kendinin farkında oluşu aslında o insanın bir doğumu hükmündedir.  Biz buna bir *‘Seyru sülûk’ hika...

HAFTANIN KİTABI

YAŞIYORUZ SESSİZCE Ölüm Nedir? Sesin hangi renginde Sessizliğin hangi kokusundadır? İnsan; doğduğu için ölecektir elbet. Hareketin devinimi; içten dışa, dıştan içe, Döngüsel hareketin en güzeli, en sıradışı olmayanı Ölüm.. Yaşamla başlayan ölüm, gittikçe yakınlaşan zaman, Yaşam, ölüm, zaman.. Hepsi koskocaman bir sessizlik aslında. Şair; yaşamın sessizliğiyle ölümü anlatmak istemiş, Eşi Hatice Hanımın vefatından sonra bu kitabı yazmış, Affedersiniz, tabiri doğru kullanmak gerek sanırım, Bu kitabı; yaşamıştır.. Şairler mi şiir yazar, şiirler mi şairleri yazar, hala çözebilmiş değilim ama, Kelimeler bir his olup değiyorsa size, sanırım şair güzel bir şey yapmış oluyor. Hangisi hangisini yazdıysa farketmiyor. “Neden kimse sana benzemiyor Hatice?” diye soruyor şair bir mısrada. Çok basit bir cümle, nasıl da gelip çoraklanıyor kalbinizin ortasına. Evet ölüm haktır ve elbet bir gün her birimizin kapısını çalacaktır ama, En çok gidenin boşl...

HİKMETLİ SÖZLER

Bismillahirrahmanirrahim.  Elhamdülillahi Rabbül Âlemin. Vesselatü vesselamü ala seyyidina Muhammedin nebiyil ümmi ve ala alihi ve sahbihi ve sellem. İnsan müminse, Allah’a iman etmişse; eğer ki ikazlardan anlamaz ise, Allah bazen musibet gibi ikazlarla onu uyandırıyor. Dünyevi musibet tokatları ile insan uyanmaz ise neuzibillah kabrin sıkması, onunla da arınma olmaz ise cehennemin havuzunda temizlenme oluyor. Onun için insanın aklını başına çabuk alması lazım. Hadis kitaplarında ahirette, birbirlerini dünyadayken aldatan insanların mücadelesini anlatılır. İnsanın şeytanla olan mücadelesini anlatır. Mesela aldanan, o gaflet ile hayatını ömrünü tüketen insan şeytana diyecek ki “Utanmadın mı? Sen ne için bizi aldattın? Allah’ın ibadetinden, taatinden Allah’ın yolundan niçin bizi saptırdın?” Şeytan onlara diyecek ki “Yahu Allah’tan korkun! Ben mi yaptım? Ben size ufak bir vesvese verdim; buna mukabil Rabbül Âlemin gözlerinize sokacak kadar emareler, deliller, işaretler gönderdi....