Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nisan, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

BİR MEKTUP

                      Hazreti Pir Niyazi Mısrî'nin kardeşi Ahmed Efendi'ye yazdığı mektuptur. "Gözüm nûru kardeşim Ahmed Efendi, Binlerce özlemle selâmlar ve hayır duâlardan sonra bildirmek ve anlatmak istediğim şey şudur: Benim cânım, ne hâl ve ne âlemdesin? Yani demek isterim ki insan dünyâda oldukça dert ve elemden kurtulamaz. Sen, o dert ve elemden cezâ ve korkuda mısın; yoksa sabr-ı cemilde misin? Yâhûd dert içinde dermânı gece karanlığında gün bulanlar gibi sen de günü buldun mu? Hasta gönlün sağ; yediğin yürekte yağ, her dağ üstü bâğ oldu mu? Kardeşim, Nefsini bildin mi, Rabb'ini buldun mu?  Bunun alâmeti vardır (Lâfla olmaz!). Yetmiş iki millete birgöz ile bakabiliyor musun? Bütün yaratılmışlar hepsi bir ağızdan  bağrışıp 'Feeynemâ tuvellûfesemme vechu'llâh.' (Nereye dönerseniz Allâh'ın vechi -zâtı- oradadır. Bakara 115) zâhir oldu mu? Cemâlini nice yüzden görem diyen diller Şikeste (kır...

DİYARBAKIR HZ.SÜLEYMAN(ra) CAMİİ

Halid oğlu fatih- Amid Süleyman Hazreti Kim yirmi dört sahabeyle olup bundan şehit Kubbenin altında meftundur sahabe cümlesi Bu müşerref yerde mesken kıldırlar vekt-i medid Hz. Süleyman(r.a.) Camii, Nasiriyye Camii, Murtaza ve Paşa Camii olarak bir çok isimle bilinmektedir.Minaresindeki kitabelerden anlaşıldığı üzere Nisanoğlu Ebul Kasım tarafından 1155-1160 yılları arasında yapılmıştır.Ebul Kasım rüyasında Hz.Süleyman(r.a.)'ın kendisine "Üzerimiz ne zamana kadar açık kalacak?" dediğini görmüştür.Bu rüyadan çok etkilenen Ebul Kasım hemen harekete geçmiştir.Camii İç Kalede Oğrun Kapının güneyindeki burcun kenarında yer alır.En önemli özelliği Hz. Ömer(r.a.) döneminde Diyarbakır'ın fethinin burada başlamasıdır.Osmanlı döneminde Halid Bin Velid'in (r.a.) oğlu Süleyman ile Araplar tarafından alınışı sırasında şehit düşen diğer sahabelerin burada yattığı Meşhed bulunmaktadır.Sahabelerin burada olması burayı bir ziyeretgah haline getirmiştir.  Camii ve yanında...

MUHABBET

Rabbil Âleminin mahlûkat içerisinde en sevdiği zât Resulü Ekrem’dir (s.a.v). Rabbil Âlemin öyle ifade ediyor ki “Siz şayet muhabbet yolunu tercih ederseniz, muhabbet yolu ki abdin bana ulaşacağı en kısa, selametli, mükâfatı bol olan bir yoldur. Bu muhabbet yolu nereden geçer? Mahlûkat arasında benim en sevdiğim olan Resulü Ekrem’e (s.a.v) ittiba etmekten geçer. Resulü Ekrem ki (s.a.v) siz onun için varsınız. Şayet o olmasa idi siz ‘hiç’ olmuş olacaktınız. Kâinat ki onun için vardır. Cennet ki onun için vardır. Bunlardan en önemlisi siz şu an varsanız onun için varsınız.” İttiba nasıl olur? İttiba elbette ki Resulü Ekrem’e (s.a.v) aşırı bir muhabbet duymakla, aşk derecesinde olur. İnsan âşık olunca iradesinin dışında maşukun tabiatına, karakterine bürünür. Hatta hâli, tabiatı, içyapısı yavaş yavaş maşuk kim ise maşukun haline bürünür. Rabbil Âleminin en sevdiği zât olan Resulü Ekrem’in (s.a.v) haline bürünen insan, elbette ki Allah nezdinde o da mahbup olur. Resulü Ekrem (s.a.v) ne...

يا رمضان

Ramazan ne güzel aydır! Ramazan ayı öyle bir aydır ki, Kur'an insanlara bir hidayet ve hakka ulaştıran, hakla bâtılı ayıran açık ayetler hâlinde bu ayda indirildi. Onun için sizden her kim bu aya erişirse onun orucumj tutsun. Kim de hasta olur veya seferde hılı-rursa (yolculukta ise) tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde kaza etsin. Allah size kolaylık diler, zorluk dilemez. (Onun için hastalık ve sefer hallerinde orucu terk etmenizi mübah kılmştır.) Bu kolaylığı, sayıyı tamamlamanız ve size yol gösterdiğinden dolayı Allah'ı büyük tanımanız için TTRşrû kılmştır. Umulur ki şükredersiniz. (Bakara185) Resulullah (sav) buyurdu ki: "Kim Allahu Teâlâ yolunda bir gül oruç tutsa, Allah (c.c) onunla ateş arasına genişliği sema ile arz arasını tutan bir hendek kılan Bilhassa oruçlu iken çirkin, kötü söz söylemeyin' Birisi size sataşırsa, ona "Ben oruçluyum" deyin!" Hz Ali (r.a): "Rarnazan ayı girdiğinde Allahu Teâlâ arşı taşyan meleklere...

İZ BIRAKANLAR

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM YÂR-I SÂDIK BİLİR DİLDEN AŞK DERSİNİ ALIR GÜLDEN KARŞILIKSIZ TAA GÖNÜLDEN SEVENLERE SELAM OLSUN.. SAMİMİ AŞKIN DEĞİŞMEZ SEMBOLÜDÜR BİZİM YUNUS.. 13. YÜZYILDA, MOĞOL İSTİLALARININ ANADOLU’YU KASIP KAVURDUĞU BİR DÖNEMDE YAŞAMIŞTIR. KITLIĞIN HÜKÜM SÜRDÜĞÜ BU DÖNEMDE KÖYÜNDEKİ İHTİYAR MECLİSİ TOPLANIP BU HALE BİR ÇARE ARARLAR. KIŞ, ÇETİN GEÇMEKTEDİR VE ELDE AVUÇTA BİR ŞEY KALMAMIŞTIR. BU ŞEKİLDE KOCA BİR KIŞI GEÇİRMENİN MÜMKÜNÜ YOKTUR. YAPTIKLARI İSTİŞARE SONUCUNDA ZAMANIN SAHİBİ HAKK DOSTU HACI BEKTAŞİ VELİ HAZRETLERİ’NDEN YARDIM İSTEMEYE KARAR VERİRLER. YARDIMI İSTEMEYE GİTMEK İÇİN İSE AKILLARINA HÜSNÜ NİYET SAHİBİ YUNUS’TAN BAŞKASI GELMEZ.. YUNUS, YARDIMSEVER, EDEPLİ VE AŞK ERBABI BİR DELİKANLIYDIR. KÖY HALKI BU FİKİRLERİNİ YUNUS’A SÖYLEYİNCE TEREDDÜTSÜZ BU GÖREVİ KABUL EDER. KAĞNILAR VE BUĞDAY ÇUVALLARI HAZIRLANIP, DUALARLA YOLU KOYULUR. BAKTIĞI HER YERDE RAHMAN’IN BİR YANSIMASINI GÖREN, HER VARLIĞA HOŞÇA BAKAN, DERUNUNDA GİZLİ BİR...

HİKMETLİ SÖZLER

Bismillahirrahmanirrahim. İnsana Rabbül Âlemin’in bahşettiği zahiri nimetler vardır. Göz nimettir, kulak nimettir, dil nimettir. Sıhhat nimettir, gençlik nimettir. Zahiri nimetler olduğu gibi Allah insana batını nimetleri de bahşetmiş. Zahiri nimetleri Allah niçin yaratmış ise o yerde kullanmakla insan zirveye çıkar. Başımız secdeye gitmekle, dilimiz Allah’ı zikretmek ve insanları hak ve hakikate sevk etmekle, göz hakikati görmekle, kulaklar gıybetten uzak kalmak ve her zaman hayır işitmekle insan yükseldiği gibi sıhhatini bu yolda vermek suretiyle sıhhatini malını canını her şeyini bu yolda vermek harcamak sureti ile yükselir. Bunlar zahiri nimetleri kullanmadır. Batını anlamdaki nimetleri de orada kullanmak lazım. Batını nimetleriniz nelerdir? Muhabbetinizdir, iştiyakınızdır, mehafetinizdir. Bunları da Allah yolunda harcamamız lazım. Mesela mehafet korku demek. Korkunun Allah’a karşı olması lazım. Korku insanın içinde var olan bir hayâ. Hayâdan gelen bir korku, muhabbetten gelen b...

BAHİCE

Bu da geçer ya hû! celâliyle zâhir olsa, bu da geçer be yâ hu! cemâliyle âyan olsa, bu da geçer de yâ hu! bî karardır felek, daim döner durmaz bir an, dursa bir an, ne yer kalır ne gök kalır be yâ hu! kâh-ı zulmet, kâh-ı envâr birbir ardın devreder, kâh-ı lütuf, kâh-ı kahır, ondan olur be yâ hu! imtihan için oluptur daima neş'e, azâb sen, "sen"i bilmek içindir, kahrı lütfu be yâ hu! fâniya vird-i daim et bu sözü her zaman, gece gündüz hatırından hiç çıkmasın be yâ hu! celâliyle zâhir olsa, bu da geçer be yâ hu! cemâliyle âyan olsa, bu da geçer de yâ hu! fani divanı, fani mahlaslı Lütfi Filiz'den... Ömer Tuğrul İnançer'in yorumuyla dinleyelim.

HİKMETLİ SÖZLER

Bismillahirrahmanirrahim  Allah'ın (cc) 99 esmasına bakıldığı zaman hepsinin içerisinde mevcut olan bir özelliktir vermek. El Hâlık; yaratan, yoktan var eden ismiyle bütün yaratılmışları yokluk âleminden çıkarıp varlık vermiştir. Er Rezzak ismiyle rızıklarını vermiş; El Kerim ismiyle keremini yarattıklarının üzerinden eksik etmemiş; El Berr ismiyle iyilik ve ihsanı artırarak vermiş; El Muğnî ismiyle yarattıklarının maddî manevî ihtiyaçlarını giderip zenginlik vermiştir. Allahu Teâlâ'nın daha nice isimleri O'nun(cc) bu kâinatta asıl veren, ikram eden, bağışlayan, nimetiyle nimetlendiren olduğunun delilidir. Kur'an-ı Kerim'de birbiriyle son derece ilgili ve yakın anlamlarda kullanılan üç kavram rahmet, rızık ve nimettir. Cenâb-ı Allah(cc) rahim bir Rabb'dır, yani bütünüyle rahmet sahibidir. Rahmet; acıma, şefkat, rikkat sahibi olup bütün bunlar da rahmet olunana ihsanı ve inamı gerektirir. Bir olan Rabb Teâlâ yarattığı kullarının hayatı için gerekli her şe...

HİKMETLİ SÖZLER

Bismillahirrahmanirrahim Üsküdarlı Aziz Mahmud Hüdai Hazretleri, üstadı Üftade Hazretleri'nin hizmetinde talebe iken, arkadaşları arasında, üstadının yanında ayrı bir yeri vardı. Üftade Hazretleri, talebeleri arasında en çok onunla ilgilenir, çokça iltifatlar eder ve onun yetişmesine ayrı bir ihtimam gösterirdi. Bir gün Üftade Hazretleri, talebelerini imtihan etmek istedi. Hepsini huzuruna çağırarak ellerine birer bıçak ve birer de tavuk verip “Bunu gidip kimsenin görmediği bir yerde kesip geleceksiniz. Tek şartım keserken kimse sizi görmesin, yalnız olun. Kim daha çabuk gelirse, benim takdirimi kazanan talebem olur.” buyurdular. Bıçakla tavuğu alan talebeler süratle yayıldılar ve kendilerine göre gizli bir yer bularak, tavuklarını kesip getirdiler. Fakat Hüdayi Hazretleri hayli zaman olmasına rağmen ortalıkta görünmüyordu. Bir zaman sonra elinde canlı tavukla çıkageldi. Tavuğu kesip gelenler ona gülmeye başladılar “Bir tavuğu kesmeyi becerememiş!” diyorlardı. Üftade Hazret...

HİKMETLİ SÖZLER

Her dideden gören o, her yüzden görünen o Ey göz anı görmesen de, görür seni sevdiğin Sanma ansız bir dem var, her demdir o sana yâr Sen yâr olmasan dâhi yârdı sana sevdiğin (Hulusi Efendi) Rabbül Âlemin insanoğlunu çok sevdiği için, yaratmış olduğu bütün mahlukat arasında en büyük payeyi ona vermiştir. Kendisine dost olma fırsatını, kendisini bilme, tanıma ve sevme fırsatını bahsetmiştir. Bir kere tefekkür edelim; insanın her yaptığı şey Allah(cc) için önemli olmalı ki sabah uyandığımız andan, tekrar uyuyuncaya kadar her hareket ve fiiliyatımızın Hakk katında bir adı ve anlamı vardır. Yaptığımız hareket ve fiiliyat, ya farzdır ya sünnet; ya edeptir ya malayani; ya helaldir ya haram ya da mekruh. Kalp denilen bütün âlemi içine alabilecek muazzam bir aşk merkezini yaratmış. Binlerce kez küçültüp vücut ülkesine yerleştirmiştir ki dünyadayken ayrılığa onunla sabretsin, onunla ilâhi füyuzatları algılasın ve Rabbi ile buluşsun. Allah(cc), çok değer verdiği insanoğlu için koruyucu...

HAFTANIN KİTABI

Katip Bartleby İçinde bulunduğumuz bu günlerde karantina ve hareket kavramları üzerine düşünürken, yıllar öncesinde zihnime kazınan bu kitap çıkageldi. Bartleby zihnimde koltuğuna yapışmış ve hiçbir şekilde o koltuktan kalkmayan ve en sonunda bu hareketsizliğinden dolayı insanları çıldırtan bir insandı. Evet bu yöntemi hayatımın belli zamanlarında bazı insanlara yapmak istemiştim. Çıldırtasıya kadar sessiz kalmak ya da hiçbir şekilde bir eylemde bulunmamak.   Peki neydi Hareket? Evet en başta gayet formülsel bir şey dönüyor zihnimizde, daha sonrasında ilerledikçe, izledikçe aslında her şeyin kaynağının hareket olduğunu gözlemliyoruz. Gözlemleyebilmemiz için bile bir hareket gerekiyor. Görüntünün ve sesin hareketi. Gözün zaafı harekettir mesela ve dolayısıyla sinema bizi çeker hatta belli bir noktada tutsağı haline getirir. Bartleby bütün bu hareketleri reddeden bir adam. Hareketi reddetmek demek aslında yaşamı reddetmek. Bartleby yaşamı reddederken aynı zamanda bir dur...

İZ BIRAKANLAR

NABİ... ASIL ADI YUSUF OLAN ŞAİR NABİ,   1642 YILINDA URFA’DA DOĞAR.   , URFA’NIN TANINMIŞ AİLELERİNDENDİR. IYİ BİR EĞİTİM GÖRMÜŞTÜR. ARAPÇA’YI VE FARSÇA’YI ÇOK İYİ BİLİR. DEVRİNDE “ SULTANÜ’Ş-ŞUARA “ DİYE ANILMIŞTIR. VARLIK KAPISINA ULAŞMAK VE LÜTUFLA MUAMELE GÖRMEK İÇİN İNSANIN ÖNCE “YOKLUK” ELBİSESİNİ GİYMESİ GERE KTİĞİNİ İFADE EDEREK  ARAPÇA VE FARSÇA’DA “YOK” ANLAMINA GEL EN  “NA” VE “Bİ” KELİMELERİ Nİ  KULLANARAK “HİÇLİK-YOKLUK” MANASINA  GELEN “NÂBİ” MAHLASINI  KULLANIR. ŞAİR  NABİ,  1666 YILINDA 24 YAŞINDAYKEN İSTANBUL'A GELİR.  İSTANBUL’A İLK GELDİĞİ ZAMANA DAİR ŞU HADİSE ANLATILIR:  (HAYATİ İNANÇ) TASAVVUF TERBİYESİ DE GÖRMÜŞ OLAN PEYGAMBER ÂŞIĞI NÂBÎ, ALTI OSMANLI PADİŞAHININ HÜKÜMDARLIĞINA TANIKLIK ETMİŞ VE TÜM BU PADİŞAHLAR TARAFINDAN SEVİLİP DESTEKLENMİŞTİR. NÂBİ SADECE İYİ BİR ŞAİR DEĞİL, ÇOK GÜZEL BİR SESE DE SAHİPTİR VE 'SEYİD NUH' MAHLASIYLA BESTELER YAPMIŞTIR. KAYNAKLARIN BELİRTTİĞİNE GÖRE NÂBÎ HOŞSOH...

HİKMETLİ SÖZLER

Bismillahirrahmanirrahim.  Elhamdülillahi Rabbül Âlemin. Vesselatü vesselamü ala seyyidina Muhammedin nebiyil ümmi ve ala alihi ve sahbihi ve sellem. İnsan müminse, Allah’a iman etmişse; eğer ki ikazlardan anlamaz ise, Allah bazen musibet gibi ikazlarla onu uyandırıyor. Dünyevi musibet tokatları ile insan uyanmaz ise neuzibillah kabrin sıkması, onunla da arınma olmaz ise cehennemin havuzunda temizlenme oluyor. Onun için insanın aklını başına çabuk alması lazım. Hadis kitaplarında ahirette, birbirlerini dünyadayken aldatan insanların mücadelesini anlatılır. İnsanın şeytanla olan mücadelesini anlatır. Mesela aldanan, o gaflet ile hayatını ömrünü tüketen insan şeytana diyecek ki “Utanmadın mı? Sen ne için bizi aldattın? Allah’ın ibadetinden, taatinden Allah’ın yolundan niçin bizi saptırdın?” Şeytan onlara diyecek ki “Yahu Allah’tan korkun! Ben mi yaptım? Ben size ufak bir vesvese verdim; buna mukabil Rabbül Âlemin gözlerinize sokacak kadar emareler, deliller, işaretler gönderdi....

BAHİCE

Seni Kim Görse Bir Acemaşiran Gazel. Okuyan ise  Hafız Sami Efendi. Derler ki; öyle güzel Kuran-ı Kerim okurmuş ki, o okurken omzuna bülbüller konarmış. Bizde onun sesinden bu güzel gazeli sizlere sunuyoruz. Hocası Müştakzâde Edhem Efendidir. Edhem Efendi hem bestekâr hem muallimdir. Aynı zamanda Kadiri şeyhidir.  Şeyhülislam Hafız Sami Efendi'ye hünkar imamlığı teklif etmişse de Hafız Sami bunu kabul etmez, camiide imamlığa devam eder. Birçok eser meşk etmiştir. Şöyle bir anıyı paylaşalım. Meşk için Zekai Dedeye götürülür. Zekai Dede Hafız Sami Efendiyi dinler ve şöyle söyler:  “Oğlum, sana Hüdâ meşketmiş, benim meşkedecek bir şeyim yok!” Yine şöyle bir anısı nakledilmiştir: Kendisi Esad Efendi Tekkesinde kıraatte iken dervişler o denli bir cezbeye kapılmışlar ki, Şeyh Efendi yüksek sesle "el fatiha" diyerek kesmek zorunda kalmıştır. Bir dönem geçirdiği sinir rahatsızlıklarından sonra okumaya devam etmemiş. Ara ara okumuştur. Acemaşiran...

hubb-u ehl-i beyt

İLMİN KAYNAĞI  HZ.AİŞE (RADİYALLAHU ANHA) Mekke karanlık zamanlarda,islam ise ev ev dolaşıyor gönülleri aydınlatıyordu.Hz. Hatice valizemiz hanımlar ile Efendimiz arasında elçilik görevi görüyordu.O'nun vefatından sonra ciddi bir boşluk oluştu.Bununla beraber Efendimiz ileri kuşakları düşünerek. İslam'ın esaslarını, hükümlerini anlatıp açıklayacak akıllı, zeki ve heyecan dolu bir kadına ihtiyaç vardı.Hz. Aişe bütün bu özellikleri kendi şahsında toplamıştı.Nitekim evlilikten sonra Hz. Aişe validemiz ilme hikmet taşıdığını görüyoruz.Efendimiz Aişe validemize daha sonra şunu anlatmıştır.: - Sen bana üç defa rüyamda gözterildin.Melek seni bana beyaz ipekten bir kumaş içinde getirip, bu senin eşin olacak, dedi.Ben yüzünü açtım, birde ne göreyim, baktım ki sensin.Bunun üzerine şunu söyledim:Eğer bu Allah'ın katındansa, O'nun yerine getirir. Bu ilahi takdimi gerçekleştirmek için Efendimiz Havle Binti Hakim'i Hz. Ebubekir'in evine gönderdi.Bu Ebubekir iç...